Doğa harikası şelaleleri tanıtmak için soğuk havaya aldırış etmeden buz gibi suda yüzdü
“5-6 aşama sıcaklıkta bölgenin tanıtımı için şelalelerde yüzdük”
Hava sıcaklığının 5-6 dereceyi göstermesine karşın şelalelerin tanıtımı için yüzdüğünü söyleyen Haberal, “Benim bir alışkanlığımdır. Gittiğim bölgede bir dereye, ırmak, dere var ise yüzerim. Bu Kaçkarlar’dan gelen bir alışkanlıktır. Buzul göllerinde yüzme etkinlikleri yapardık. Buzul göllerinde hem de dağ sularında yüzme alışkanlığımız olduğu için burada da bu suyu görünce dayanamıyoruz. Oldukca güzel bir organik, duru bir su vardı ve orada yüzmeyi düşündük. Hedefimiz bölgeyi Batı Karadeniz özelinde genel anlamda ülke turizmine kazandırmak. Yüzdüğümüz sırada bölgede hava sıcaklığı 5-6 aşama civarındaydı. Fakat doğal ki su ile hava sıcaklığı aynı olmuyor. Suya girdiğinizde ısı bir fazlaca değişiyor. Ben, herkesi şelalelere Malyas Kanyonuna gitmesini talep ediyorum. Esasen orası Küre Dağları’nın içinde kalıyor. Hem de Loç Vadisi’nin büyüleyici bir coğrafyası var, mükemmel bir yer. Soğuk sularda da yüzmeye alışkınız. Doğal yanımızda götürdüğümüz insanlara bu sıhhat koşullarını da anlatıyoruz. Her insanın de yüzmesini tavsiye etmiyoruz fakat alışkın olanlar girebilirler. Yoksa suda insanların hipotermi geçirme ihtimali oldukça yüksek. Bunu biz insanlara anlatıyoruz. Ben söylediğim gibi benim bir karakterimi, yapısal özelliğimizden dolayı her gittiğimiz yerde bu şekilde bir yüzme alışkanlığımız var, bizde yüzüyoruz” diye konuştu.
Bölgenin turizme kazandırılmasını istediklerini kaydeden Haberal, “Yazın bölgenin hem piknik yapmak için, mesire alanı olabilecek de bir yer. İnsanların oraya bir tek yüzmek için değil yaban yaşamını, nebat çeşitliliğini gözlemlemek, doğayı incelemek, orada o güzellikleri görmek için gitsinler. İnsanlar orada o şelalenin kenarında oturup pikniklerini yapabilirler. Oturup bir çay demleyip çayını bile içebilirler. Mükemmel bir coğrafya orası” şeklinde konuştu.
“Kastamonu’nun en büyük ikinci yaylası olan Armutlu Çayırının turizme kazandırılması gerekiyor”

Çatalzeytin’in Koru Yaylasından sonrasında Kastamonu’nun en büyük ikinci yaylası olan Armutlu Çayırı’nın turizme kazandırılması icap ettiğini belirten Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Cide ilçemizde beni büyüleyen alanlardan biri de Bartın sınırına doğru bulunan Armutlu Çayırı. Tam bir yayla havası, ekolojik yaşamın yaşanılabildiği, ekolojiyle bütünleşen bir coğrafya. Burası ilçe merkezine 37 kilometre uzaklıkta. Ben burayı görmek için Gömeren Kanyonu’ndan yola çıktım. Yayla köylerini aşarak Armutlu Çayırı’na geldik. Armutlu Çayırı dört tarafı tamamen ormanla çevrili, bir çanak içinde korunaklı bir bölgede. Burası hem hayvancılığa da elverişli bir bölge. Tamamen ekolojik bir yaşamın, tabiat turizmiyle bütünleşmek isteyen insanların tercih edeceği bir yayla ulaşımı da kolay. Sadece oraya ulusal parkların bir donatılar yapması icap ettiğini düşünüyorum. Yerli halk insanlarından da şunu talep ediyorum. İnanın inanılmaz bir bölge. Biz gittiğimizde çayırda belimize kadar otlar vardı. Kısaca düşünün otlar ayakta kurumuşlar. Bu otlar oraya bir hayvancılık yapmak için olanak sunuyor. Hayvanlarımızı götürüp otlatabiliriz, 12 gezim yapılabilecek yer. Hem hayvancılık hem de 12 ay süresince gezim yapılabilecek bir yayla. Alanı Kastamonu’da gördüğüm Koru Yaylası’ndan sonrasında ikinci Armutlu Çayırı geliyor. Sonrasında da Sorgun yaylası geliyor fakat Armutlu Çayırı, Koru Yaylası kadar geniş bir alana haiz fakat buranın organik ve bütünleşik görselliği açısından beni cezbeden bir nokta oldu. Bunu da bir gezim rotası, eko gezim ve yayla rotası olarak serüven turizmi rotalarımıza da ekledik” ifadelerini kullandı.
Yoruma kapalı.