Ülkenin çeşitli şehirlerinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma pek çok köprü bulunsa da Tabakhane Köprüsü, başkentte Osmanlı döneminden bu yana işlevselliğini koruyan tek köprü olarak biliniyor. Devlet koruması altındaki kültür anıtı statüsündeki köprü, Tiran’ın merkezine yakın bir konumda bulunuyor.
Mimari ve turistik açıdan başkentin kültürel mirasının en önemli anıtlarından biri olarak kabul edilen köprü, Tiran’ı çevreleyen modern binalarla “bir arada yaşamaya” devam ediyor.
TABAKHANE KÖPRÜSÜNÜN TARİHİ VE ÖZELLİKLERİ
17. ve 19. yüzyıllar arasında başkent Tiran genişlerken kentte iletişimi ve etkileşimi kolaylaştırmak için köprüler inşa edildi. Mimarlık tarihçisi ve Arnavutluk Kültür Anıtları Enstitüsü eski müdürü Prof. Dr. Valter Shtylla, AA muhabirine, Arnavutluk’ta ayakta kalan tüm taş köprülerin Osmanlı dönemine ait olduğunu, Tabakhane Köprüsü’nün ise yayaların kullanımı için inşa edildiğini söyledi. Bölgede Tabakhane adı verilen deri işlemeciliğiyle bilinen bir mahallenin bulunduğunu belirten Shtylla, köprünün buradaki tüccarlar tarafından inşa edildiğini söyledi.
Shtylla, köprünün Tabakhane mahallesini başkentin diğer mahallelerine bağlaması açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Köprünün 20 metre uzunluğunda, 7 metre yüksekliğinde, yaklaşık 2,5 metre genişliğinde olduğunu ve tek ana kemerden oluştuğunu belirten Shtylla, şunları söyledi: “Köprü zamanla restore edildi, çünkü Lana nehri artık yok. akıyor, aşağıya akıyor.” dedi.
“TİRAN’DA OSMANLI DÖNEMİ LEZZETİNİ YAŞAYAN TEK TAŞ KÖPRÜ”
Köprünün “özel ve benzersiz” olduğunu vurgulayan Shtylla, “Tabakhane Köprüsü, Arnavut ustaların izlerini taşıyor. Osmanlı döneminden Tiran’da ayakta kalan tek taş köprü olup, turistik ve kültürel gezi programlarına organik olarak girmiştir. Tiran’a.” dedi.
Shtylla, köprünün modern ve yeni binalarla çevrili olmasına rağmen karakterini koruyarak öne çıktığını sözlerine ekledi.